Çocuk Edebiyatı;Pastoral şiirler,öyküler. Güncel Makaleler. Yazar:Celal Yıldırım

  Mahallenin  Kabadayısı Uzun yıllar önce taşra kasabalarında mahallenin namus bekçiliğine soyunan ,kabadayılar vardı.Bu kabadaylar kendiliğinden ortaya çıkardı.Mahallede haklı haksız birkaç çocuğu döver,diğer çocukların kendisine biat etmesini beklerdi. Artık mahallenin tek sorumlusuymuş gibi davranrdı.Mahallede;kim hangi kıza aşık olacak,Kim hangi bostandan hırsızlık yapacak,kim futbol takımının kalecisi,kim ileri uçta oynayacak hepsine karar verirdi.Zaman zamanda kendi yakınına birilerini alır,onlara küçük ödüllerle mükafatlandırırdı. Kendi mahallesini dizayın ettiği gibi başka mahalleleri de hizaya sokmak isterdi.Bunu yapmak içinde kavgayı seven çocukardan çeteler oluşurur.Öteki mahalenin çocuklarını,mahallenin kuytu köşelerinde kıstırarak göz dağı verirlerdi. Bu düzen öteki mahallede daha güçlü bir kabadayı çıkıncaya dek sürer giderdi.Eğer o kabadayıya güç yetiremediyse ,onunla ittifak yaparak başka mahallelere hükmetmeye başlarlardı. Günümüz dünyasında durum nedir?Bir ba...

  Tekin'in Umudu Tekin ilkokula giden ,çevreyi,doğayı,hayvanları çok seven sevimli aynı zamanda çok da meraklı bir çocuktu.Tekinlerin evi ark deresinin yamacında,şosenin kenarında toprak ve taştan yığma,çatısı olmayan damdan bir evdi.Evin çevresi taş duvarlarla çevrili,bahçe duvarının içinde,ağırlıklı kavak ağacı olmak üzere,söğüt,akasya,elma  ve kiraz ağaçları vardı.Ağaçlarında içinde yaz mevsiminde çeşitli sebzelerin ekildiği küçük bir bostan vardı.Bostana yazın soğan,maydanoz,tere,roka,marul,salatalık,domates,fasulye gibi sebzelerden ekerlerdi. Tekin küçük yaştan itibaren evlerinin bahçesindeki ağaçlara konan serçelere kışın yem vererek ,kuşlara olan ilgisi her geçen gün artarak devam ediyordu.Zaman zaman evin damına yem koyar,güvercinlerin,serçelerin gelmesini sessizce onlara görünmeden beklerdi.Güvercin ve serçeler yemlerini yemek için dama kanat çırparak inerler,Kuşkuyla etrafa bakarak yem yerlerdi.Tekin de seyrettikçe mutlu olurdu. Tekinlerin yaşadığı ilçede çok kar yağ...

  Resim   Duygular  dile gelince çizmeli bir resim. Nasıl mı ? Karakalem,olmadı pastel,yağlı boya. İlmik işler gibi, hatları belirle, işe koyul. Ne anlatsam resmimde acaba? Doğa mı, sevgi mi,barış mı bilmem. Aldım elime fırçamı,çizdim tual boyunca, Geçtim karşısına baktım doyunca. Bir de ne göreyim resimde , herkes olmuş kardeş. Böylesi bir dünya, resimlerde de güzel, Renklere  takılmadan,çiz özgür bir resim

  Tatilin Son Günü Kış mevsiminin son ayıydı.Sanki kış tası tarağı toplamış gitmek üzere.Havadaki sertlik kırılmıştı.Bülbül dağının güney yamaçlarında otlar yeşile kesmiş,karakulaklar çiçek açmış,bir yanda nergizler bir yanda kardelenler baharı müjdeler gibiydiler. Bizde, babamın bana tatilin son günü sürprizi nedeniyle Efes Antik Kenti,Meryem Ana Kilisesini gezmek üzere Bülbül Dağının yamaçlarından İzmir'in şirin mi şirin ,güzel doğası ile baş döndüren Selçuk ilçe Merkezi ve Selçuk  Kalesini arabamızdan izliyorduk.Babam da bir yandan arabamızı kullanıyor.Bir yandan da Meryem Ana Kilisesi ve Efes Antik Kenti hakkında kısa kısa ön bilgiler veriyordu.Arabamız yavaş yavaş dağı tırmanıyordu. Ben deki heyecan git gide daha da artıyordu.Acaba kilisede kimler var? Bu yüksek dağda nasıl yaşıyorlar?Kim burada yaşayanların ihtiyaçlarını karşılıyor?Aklımda binbir soru.Annem birazdan merak ettiğin birçok soruna cevap bulacaksın diyordu. Önce Meryem Ana Kilisesine vardık.Kilisenin girişind...

                                                      Fotoğraf :Ezgi,Nalıcan Karın  Getirdiği 2022 yılının soğuk bir kış günüydü.Hava öğlene doğru yumuşamaya başlamıştı.Yumuşayan hava sanki yağacak  karın habercisiydi.Derken beklenen oldu.Kar yağmaya başladı. O esnada çok samimi olan ve evleri aynı apartmandaki Nazlıcan ile Ezgi, Ezgilerin  evinde öğretmenlerinin verdiği araştırma ödevinin  konusu üzerinde çalışıyorlardı. Apartmanları İstanbul  Beşiktaş'ta, Ihlamurdere Caddesinden çıkan Tabakçı Hüseyin Sokağının yokuşunun başındaydı.Yokuş o kadar dikti ki Sokakta normal zamanda da yürümek başlı başına beceri isterdi. Hele hele kar yağınca sokaka yürümek dahada zorlaşırdı.Sokağın her iki yanında kesik kesik daracık kaldırımlarda  tüm dikkatinizle adımlarınızı atmak zorundasınız.. Ayakta durmak için bir bacağınızı kırmanız ger...